Tam 36 yıl önce Bologna'da dunyaya gelen espirili ve rahat bir kişilige sahip bu adam, henüz genc yaşta Avusturalya'ya ailesiyle bırlıkte gıtmek zorunda kalmıstı. Babası Roberto Vieri, yine o ülke takımlarından Marconi Sitellions'da top kostururken, oglu Cristian'nın da futbola ilgisini fark etmıs olacaktı ki, henuz genc yasta elinden tutup antremanlara goturmeye baslamıstı bile. Yıllar sonra 2004 yılında Massimiliano Vieri isimli diger oglunun da Avusturalya Milli Takımı adına forma gıyecek olması da bu yılların meyvelerındendi.
Cristian yine bu takımda youth akademi egitimi alırken cok gecmeden Turin sehrine taşınacak, Torino'da onda eksik kalan bir kac parcayı daha tamamlayacak ve Prato, Pisa, Ravenna gibi takımların da gol ayaklarından bırısı halıne gelecekti. Hatta bu donemde bir rekora imza atarak rakıp filelere 122 gol bırden bırakıp, öncesinde -daha sonraları iki kere daha ugrayacağı- Atalanta'ya ,bir sezon sonra ise Juventus'a gecerek Boksic'in partneri olacaktı. Burada Avrupa Kupalarında korkulu ikili haline gelecekler ve dönemin arayış içerisindeki Ispanyol takımı A.Madrid'e gecerek, yine ilginc bir istatislige imza atacak, 24 macta 24 gol'e ulaşacaktı. Ardından Ispanya'ya ait olmadıgını anladıgında dönemin efsane takımlarından Lazio'ya gecerek bir cok yıldız forvetle forma savası verecekti ve Lazio'da gecen bir sezonun ardından, ayrıca 22 maca cıkmıs olmanın karizmasıyla Inter'in patronu Massimo Moratti'nin ilgisini cekecekti.
Nerazzuri'ye, cubuklu formayı giymek uzere giderken, imzayı donemın en buyuk rakamlarından bırının altına atacaktı. Bu defa yanına dünyanın gelmiş gecmiş en buyuk yıldızlarından bırısı Brezilya'lı efsane, Ronaldo N. dé Lima'yı alacaktı, fakat sanssızlıklar yuzunden birlikte fazla forma sansı bulamayacaklardı. Ustelik bu defa işi cok da kolay degildi.. Zamorano, Hakan Sukur, Ventola, Kallon gibi bircok isimle aynı antraman sahasını paylaşacak ve ıstenilen Scudetto basarısı bir türlü gelmeyecek, işler Vieri ile cok az bu takımda selamlasan Lippi'nin yerine, Hector Raul Cuper'e emanet edilecekti. Ama sorunlar bir türlü düzelmeyecek, sonrasında ise Zaccheroni ve Mancini'yle de calısacaktı. Ardından yanındaki isimler Crespo, Adriano ve Cruz seklinde listelenirken, o sadece gollerine devam edecek ama basarılara ancak bireysel olarak ulaşabilecekti, sayet gelen bir kac ufak Italya kupasını saymazsak.
2003 yılında gelen gol krallıgı, ona gec gelen bir ünvan olacaktı ve aslında 99 - 2002'de Serie A da yılın oyuncusu ünvanlarına layık görülmüştü bile.
Öte yandan Milli takım defteri de hiç kötü gitmeyecek neredeyse 50 maca cıkacak ve yarısında da gol atacaktı ama o da yeterince doyamayacaktı basarıya Gök Mavili Forma'yla.. 98 Dunya Kupasında Fransa'da gorevını fazlasıyla yapacak, Euro2000'e ne Hollanda'ya ne de Belçika'ya yetisemeyecek, 2002 yılında Kore'de ise 4 macta 4 gol atarak ev sahibi takıma takılacaktı.. Euro2004'e katılacak ama sadece Zlatan'nın efsanevi golüne jenerik olacaktı.. 2005 yılına gelindiginde ise üzerindeki Gök Mavili formaya veda sinyalleri carpacaktı..
Ve yine o yıllarda artık 'Bobo' Vieri bir umut Inter'ın ezeli rakibi AC Milan'a gececek ve yıllardır Guiseppe Meazza adı altında bastıgı çimlere artık San Siro adı altında basacaktı. Ama mevzu o kadar pembe degıldı ve sadece 8 resmi maca cıkabilmişti Bobo Rossoneri'lerle..
6 ayın ardından solugu Monaco'da alan bu Italyan aygırı, bu kez Fransızların gönlünü tam feth edecekken dizinden yasadıgı sakatlıkla, hem o sene Dünya Kupası'nı kaldıracak Italya milli takımı kadrosuna da dahil olamayacaktı hem de yine 1997'den bu yana uzak kaldıgı lig sampiyonluguna Fransa'da bile olsa nail olamayacaktı.Kaldı ki işler ondan sonra Monaco'da da iyi gitmeyecekti...
Artık son umudunu da yitirmiş bır Italyan olarak Bobo, Atalanta'nın yolunu tutmustu 95 yılından sonra bır kere daha.. Tam bir sezon boyunca 7 maca cıkacak olmasına ragmen ,Fiorentina'nın ona ilgisi Vieri'ye bir sans daha verecek ve O da 26 maca birden cıkarak, bir nevi hala yasadıgını ispat edecekti. Fakat Fiorentina durumunu düzeltiyor Toni,Gilardino,Mutu gibi isimlere para vermeye baslıyordu.. Efsane için ise, artık son bir kez daha Atalanta'nın yolunu tutmak kalıyordu ve bu kez Floccari gibi isimlere Atalanta captanı ve adaşı Sgr. Doni ile birlikte tecrübelerini aktarmak için imza atıyordu.. Fakat sezon sonlarına dogru artık ofsayttan kaçmak konusunda dahi zorlanan bu adama, bir grup kendini bilmez taraftar baskıda bulununca, şapkası önünde Atalanta defterini de kapatacaktı......
Yeni sezon baslamadan önce Blackburn Rovers'la antremanlara cıkan bu iri ve orta yaşlı Italyan, teknik direktörü Sam Allardyce'i sevmemiş olmalı(!!) sanırım ipleri tamamiyle kopardı.. Efsane kramponlarını rafa kaldırmaya hazırlanıyor...
Aslına bakarsanız hala Beckham'ın orta acacagı bir forvet arayan LA Galaksi, Hartson'dan beri kafa vuruslarını sert yapan bırını arayan Celtic, Brezilya'da Italyan kumaşı arayan Flamengo, yada halen Hellas kültürüne uyumda sorun yasayan PAOK olsun, hiç biri de futbolu bırakmayı kafasına koymus küskün, öfkeli ve bir o kadar da mahçup Cristian Bobo Vieri'yi kandırmayı basaramadılar..
Ne dersiniz; Haldun Üstünel'e soylesek bir sezon için, Nonda yerine oynasın diye kandırabilir mi bu bizim Bobo'yu??? :)
Mehmet Emre Gönen
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder